nereleri görmeli?
djurgarden stockholm'ün en güzel adalarından biri. şehir zaten tümüyle yemyeşil, djurgarden'ınsa tamamı kocaman bir park gibi. bu geniş yeşil alanın içinde stockholm'ün tarihi binalarından bazıları yer alıyor. eğer benim gibi kısa süre kalacaksanız yarım gününüzü buraya ayırarak müzeleri sıra sıra gezebilirsiniz. bence djurgarden'da mutlaka görülmesi gereken yerler vasamuseet, nordiska museet ve skansen.
vasa müzesi (vasamuseet) gezdiğim en enteresan müzelerden biri. kocaman bir binanın içine 17 yüzyıldan kalma, neredeyse tümüyle sağlam bir şekilde korunmuş bir gemi var. vasa'nın etrafına inşa edilen katları tek tek çıkarak devasa geminin tümünü oldukça yakından görebiliyorsunuz. böyle büyük ve tarihi bir gemiyi bu kadar ayrıntılı inceleme fırsatı bulmak hoş oluyor.
nordiska müzesi (nordiska museet) için stockholm'un etnografya müzesi demek yanlış olmaz. yine çok güzel ve çok büyük olan müze binasında isveç kültürünün yüzyıllar içinde nasıl şekillendiğini görebiliyorsunuz. dönemlere göre gruplanmış ev eşyaları, kıyafetler vs. size kendinizi o zamanda hissettiriyor. kendinizi kaptırıp saatlerce gezebileceğiniz bir yer (tabi ben vakit darlığından koştura koştura bütün binayı turlamıştım).
skansen ise stockholm'de en güzel vakit geçirdiğim yerlerden biriydi. bir açık hava müzesi olan skansen'de adeta birkaç yüzyıl öncenin isveç'inde geziyormuş hissine kapılıyorsunuz. müze kurulurken isveç'in her tarafından 150 ev alınmış, ve bu evler parçalar halinde skansen'e getirilip yeniden kurulmuş. geleneksel çiftlik evlerinden fırınlara kadar her tür mekana yer verilmiş, ayrıca binaların içi de aslına uygun tasarlanmış. hatta örneğin fırına girip içerideki tarihi parçaları inceleyebiliyor, geneneksel kıyafetleri gitmiş sarı örgülü bir abladan kek satın alıp yiyebiliyosunuz, her ayrıntı düşünülmüş! skansen'in içinde bir de hayvanat bahçesi var.
"bu kadar tarih bana yetmedi" derseniz gamla stan'a uğramanızı öneririm. isveççede "eski şehir" anlamına gelen gamla stan'da güzel bir yürüyüşle stockholm'ün 13. yüzyıldan bugüne kadar korunmuş olan mimarisini, taşlı yollarını, dar sokaklarını, royal palace'ı ve stortorget meydanını görebilirsiniz.
nerede yemeli/içmeli?
stortorget demişken bu şirin meydandaki nobel müzesi manzaralı chokoladkoppen'de mis gibi bir sıcak çikolata molası verebilirsiniz.
akşam ise, oldukça hareketli olan slussen'e geçmek iyi bir tercih olur. burada müzik, fiyat ve dekorasyon açısından şahane bulduğum indigo, biranızı içip arkadaşlarınızla sohbet etmeniz için en uygun mekanlardan biri.
nasıl gitmeli?
isveç'e gitmenin en uygun yollarından biri scandanavian airlines ile uçmak. istanbul-stockholm arası direkt uçuşları var, bilet fiyatları uygun ve uçakları iyi durumda. yalnız eğer benim gibi esmer ve siyah saçlıysanız uçuş sonrasında isveç'in sapsarı kalabalığından kolaylıkla ayırt edileceğinizden havaalanında sizi durdurup "bavullarınızı arayabilir miyiz?" diyebilirler. bu elbette ki havayolu şirketinden bağımsız bir durum, ayrıca görevliler son derece kibar olduğundan sevimsiz bir durumda kalmak çok da olası değil.
bu yazıda "nerede kalmalı?" bölümü yapamıyorum, çünkü ben arkadaşlarımın yanında kalmıştım. ama stockholm'le ilgili birkaç ipucu verebilirim:
- hava muhtemelen tahmin ettiğinizden daha soğuk olacaktır, o yüzden yanınıza hırka, sweatshirt vs. almanız iyi olur. ben eylül'de gittiğimde çoğunlukla paltoyla gezmiştim.
- metroyla (t-bana) birçok yere ulaşmak mümkün, ancak tek bilet almak çok pahalıya geliyor. 1-3-5 veya 7 günlük kartlardan almak çok daha hesaplı oluyor. ayrıntılı bilgi için şuraya bakabilirsiniz.
- birçok müzede sırt çantası/palto bırakmak için dolaplar oluyor, elinizde eşyalarla gezmektense onları dolaplara bırakıp rahat rahat fotoğraf çekebilirsiniz (tabi eğer fotoğraf çekmek yasak değilse!).