

İki sene önce gittiğimde Paris’i hiç sevmemiştim. Bunun sebebi, yılbaşı tatili kalabalığından mı yoksa yağmurdan su çeken havai fişeklerin Eiffel üzerinde patlatılamamasından doğan düş kırıklığı mıydı bilemiyorum. Tüm önyargılarıma ve hatta ilk gün yemek yediğimiz restoranda 7 Türk çift olmasına rağmen :) bu sefer bambaşka güzellikte bir şehir karşıladı beni. Ben anladım ki Paris’e en çok yakışan renk sonbaharmış ve tadı en çok sevgiliyle çıkıyormuş.
Bahçeleriyle ünlü Paris, sonbaharın en güzel ayı Kasım ile kendini sarılı kahverengili yaprak örtüsü altına almıştı. Hava sevgiliye sokularak yürümeye bahane olacak kadar soğuk ama tatilin keyfini rahatça çıkartabilecek kadar sıcaktı.

Kentin 15 km güneyindeki
Orly havaalanına iner inmez ilk işimiz havaalanındaki turizm danışma bürosunu bulmak oldu ve kendimize bir hafta boyunca gerekli olabilecek tüm broşürleri,
Paris Museum Pass ve
Disneyland giriş kartlarını,
Air France otobüsleri (bizde ki Havaş gibi) ile şehir merkezine ulaşım biletlerimizi aldık. Üzülerek belirtmem gereken bir şey var ki o da Paris’in çok pahalı olduğu, şöyle ki sadece havaalanında tüm bu aldıklarımıza 222 € bayıldık.
Disneyland (2 park giriş, günlük)
61 €, bu biletimizi havaalanından aldığımız için indirimli fiyattı.

Museum Pass için üç alternatif mevcuttu, biz 2 günlük olanı seçtik, fiyatı kişi başı
32 €. Museum Pass’in 4 ve 6 günlük olanları da bulunuyor; fiyatları
48 ve
64 €. Kartın yanında bir de hangi müzelerde geçtiğini gösteren broşür almayı unutmayın! Biletin süresi ilk müze ziyaretinizde üzerine basılan tarih itibariyle başlayıp takip eden günlerde doluyor. Bu yüzden müzelerin yerlerini önceden belirleyip süreyi akıllıca kullanmak çok önemli. Eğer sizde ayaklarınıza güveniyorsanız en önemli müzeleri bizim gibi iki güne sığdırabilirsiniz.
**
Louvre ve
Versailles Sarayı’nı ne yazık ki bu sürenin dışında hesaplamanız gerekiyor çünkü hakkını vererek gezmek için her birine bir tam gün ayırmak gerekiyor.
Air France otobüsleriyle 30 dakikada şehir merkezine ulaşabiliyorsunuz. Tabi kalacağınız yerin hangi bölgede bulunduğu da önemli çünkü Air France sadece Les Invalides ve Gare Montparnasse’de duruyor. Tek yön kişi başı
11, gidiş-dönüş
18 €.
***Bizim otelimiz
Les Invalides’e 10 dakika yürüyüş mesafesinde olduğundan bu otobüsleri tercih ettik. Siz isterseniz Paris’in geniş metro ağından yararlanabilir, taksiyle (
30-40 € civarı), otobüsle ya da trenle şehre ulaşabilirsiniz. Havaalanından
Disneyland bölgesine gitmek isteyenler, özel otobüsler için turizm danışmadan bilgi ve bilet alabilirler.
Hotel de Latour-MaubourgYurtdışı seyahatlerinde konaklama masrafı tatile ayrılan bütçeyi büyük ölçüde etkiler. Bu yüzden temiz, şehir merkezine yakın, kaliteli bir yer bulmak her zaman mümkün olmuyor. Biz seyahatlerimizde iyi araştırma ve erken rezervasyon sayesinde oldukça güzel otellerde konaklama şansına sahip olabiliyoruz. Kurban bayramı tatilinde 6 gece severek konakladığımız
Hotel de Latour-Maubourg’u bu anlamda herkese gönül rahatlığıyla tavsiye edebilirim. Odaları küçük ama sevimli olan otelin oda servisi her gün düzenli olarak temizlik ve havlu değişimi yapıyor. Önceden belirttiğiniz takdirde odanıza gazete ve kahvaltı servisi de ücretsiz olarak yapılıyor. Otelin her noktasında çeken wireless benim hayatımı pek değiştirmese de erkek arkadaşım için otelin en güzel özelliklerinden biri oldu.


Hotel de Latour-Maubourg’un konumu tek kelimeyle süper çünkü dışarı adım atar atmaz
Eiffel’i görebiliyorsunuz, civarda çok güzel kafeler var, antika pazarı kuruluyor ve üstelik hemen karşınızda otelle aynı adı taşıyan bir metro durağı bulunuyor. 17 odayla hizmet veren otelin resimde gördüğünüz odasında kaldık,
kahvaltı dâhil konaklama fiyatı tek gece çift kişi
200 €’du. İlk fırsatta kulağa pahalı geliyor olsa da Paris’in çok pahalı olduğu ve otelin konumu düşünülürse bunun oldukça uygun bir fiyat olduğunu söyleyebilirim.



Otelde açık büfe kahvaltı servisi saat 7 ile 11 arasında veriliyor. Paris’te yumurta günün her saatinde keyifle yeniyor olsa da geleneksel Fransız kahvaltısı daha çok
Croissants (yarımay şekilli hamur işi),
Pains au Chocolat (içi çikolata doldurulmuş hamur işi), taze kahve, reçel ve portakal suyundan oluşur. Otellerde sunulan kahvaltılarda bu gelenek yavaş yavaş değişmeye ve meşhur ekmek
Baguette’in (bu uzun baston ekmek özellikle sandviç yapmak ya da tereyağıyla yemek için ideal) yanına inek, koyun ve keçi sütünden yapılan
Brie ve
Camambert gibi yumuşak peynir (Fromage) çeşitleri, soğuk et tabakları ilave edilmeye başlamış. Ayrıca Paris’in ters döndürülerek servis edilen spesiyal tartı
Tarte Tatin’i de kahvaltı servislerinde, açık büfelerde görebilirsiniz.


Croissant
&
Pains au Chocolat


Brie de Meaux
&
Camembert

Elmalı Tarte Tatin
*Otelde kahvaltıya para vermek istemeyenler hoş bir alternatif olarak kafelerde kahve-çörek geleneğini sürdürebilirler.
Hotel de Latour – Maubourg150, Rue de Grenelle – 75007 Paris
Telephone. 01 47 05 16 16www.latourmaubourg.com
Paris’te ulaşımParis’te toplu taşıma araçlarıyla ulaşım çok kolay ancak iş çıkış saatlerinde yoğunluk sebebiyle metrolar çok kalabalık olabiliyor ve bu yüzden sık sık gecikmeler yaşanabiliyor. Havaalanı dahil şehrin her bölgesine ulaşmak için metro kullanabilirsiniz.

Bütün metro istasyonlarında bilet makineleri mevcut. Tercihinize göre tek ve indirimli onluk biletleri
(carnet) bu makinelerden satın alabilir ve bir saat içinde istediğiniz kadar hat değiştirebilirsiniz. Ayrıca tercih edilen bölgeleri kapsayan
Mobilis ve haftalık veya aylık olarak satılan
Carte Orange hakkında turizm danışma bürolarından bilgi alabilirsiniz. Biz onluk biletlerden aldık ve çok kullanışlı olduklarını söyleyebilirim.
*** Yazının ikinci bölümü Paris'in görülmesi gereken yerleri ve kentin dışında yer alan
Disneyland park üzerine olacak, üçüncü bölümde ise gezdiğimiz müzeler hakkında ayrıntılı bilgi vermeyi planlıyorum.
yazı müçemmel! bilet bilgilerini ve fiyatları vermen çok iyi olmuş. fotoğraflar da şahane. eline sağlık :)