29.1.11

Londra'da Bir Bolahenk Sokaklı: Bölüm 2

,


Yolu Christmas zamanı İngiltere’ye düşen bir İstanbullu olarak hem büyülendiğimi hem de çok şaşırdığımı söylemeliyim. Her şeyi madde madde anlatmaya geçmeden önce Christmas’ın nasıl büyük bir çılgınlık olduğunu anlatmaktan başlamam en doğrusu olacak. Christmas’dan, yani Aralık 25’den, bir ay kadar önce onlarca Christmas kanalı televizyonlardaki yerlerini alıyorlar. Çocuklar için açılan onlarca Christmas temalı çizgi film kanalının yanı sıra yetişkinler için de envai çeşit alışveriş ile film kanalı başlatılıyor. Mağazalar dekorasyonlarını çok önceden hazırlarlarken dünya neredeyse tek bir günün etrafında dönüyor. Kırtasiye dükkanları alabildiğine Christmas kartıyla dolduruluyor, metrolardan sokaklara, otobüslerden havalimanlarına her yer hediye ilanlarıyla dolup taşıyor. Yaklaşık bir buçuk aylığına dünya tek bir günün etrafına dönerken alışveriş çılgınlığı gözlerinizi kamaştırıyor.

NEREDE KUTLANIR?
Öncelikle Christmas’ın en önemli geleneğinin aile olduğunu söylemem lazım. Eğer ölüm kalım sebebiyle yurt dışında falan değilseniz ve İngilizseniz bu demek oluyor ki Christmas aileyle geçirilecek. Bizim kimi bayramlarda kaçamak yaptığımız gibi, "Biz de bu Christmas’da tatile gidelim," demeyi düşünüyorsanız, alacağınız cevap "Yemezler," oluyor. Zira yılın en önemli günü kabul edilen bu günü ailenizden ayrı gayrı geçirmeniz ayıp kabul ediliyor. Benim tüm bu Christmas şenliğine şahit olmamı sağlayan pek sevgili sevgilim Guy’ın geçen gün internette denk geldiği bir araştırmaya göre İngiltere'de çiftler en fazla Christmas döneminde ayrılıyormuş. Araştırma sebepleri açıklamıyordu ama bizim tahminimiz aileyle tanıştırılmak üzere Christmas’da davet edilmeyen kimi çiftlerin bu krizi atlatamaması ya da birbirine yanlış hediye alan çiftlerin “Sen beni hiç tanımıyorsun” ana temalı kavgalar sonucunda ayrılmaya karar vermesi yolunda oldu ki bu da bizi ikinci bölüme götürüyor.

HEDİYELER
Christmas’a dair bildiğiniz her şeyi unutun, çünkü günün esas meselesi hediyeler. Bir buçuk ay öncesinden kime ne alacağım paniğiyle birlikte mağazalardaki kuyruklar da büyüyor. İş yaratıcılığınıza kalmış ama girdiğiniz her mağazada hediye setlerine denk geliyorsunuz. Herkes çılgınca bir dükkandan öbürüne koşturuyor, Christmas’dan birkaç gün önce de eli kolu paketlerle dolu bir sürü insanı metro ve trenlerde ailesinin evine göç ederken görebiliyorsunuz. Fakat sakın filmlere kanmayın. Hani mutlu mutlu Christmas alışverişini yapıp eli kolu hediye paketiyle sokakta dolaşan insanlar var ya, onların hepsi yalan. Neredeyse hiçbir mağaza aldığınız malzemeyi hediye paketi yapmıyor. Yapan birkaç yer varsa, onlar da ekstra 2-3 pound istiyorlar. Siz de paşa paşa kendi hediye paket süsünüzü satın alıp evde yapıyorsunuz. En azından böylece orta okulda aldığımız el işi dersleri bir işe yaramış oluyor.

CHRISTMAS KARTLARI
Bu da ayrı bir çılgınlık. Sadece ama sadece tebrik kartı satan o kadar çok mağaza var ki ben ilk gördüğümde inanamadım. Gençler bu kart meselesini fazla takmıyorlar, lakin geniş aileler için bu mesele ayrı bir önem arz ediyor. Bir nevi bayram telefonu açmak gibi bir durum. Christmas’da göremeyeceğiniz kim varsa hepsine birer şirin kart alıp gönderiyorsunuz, bu yüzden evde toplu bir kart paketi hazır bulundurmanız en sağlıklısı oluyor.

CHRISTMAS ÖNCESİ, ESNASI VE SONRASI

Christmas Eve
Önceki gün, yani Christmas Eve genelde ailelerin evine geçiş yaptığınız gün oluyor. Biz de Christmas Eve’de Fleet’e geçtik (Fleet’i bir sonraki yazıda anlatacağım). Her yerde böyle mi bilmiyorum ama Fleet için Christmas Eve denilen gün, puba gidilip bir önceki Christmas Eve’den beri görülmeyen lise arkadaşlarının görülüp koskoca bir yıldır neler yapıldığına dair bilgi alışverişinin yapıldığı bir gün. Bana biraz mezuniyet sonrası toplantılarını hatırlattı.

Christmas Günü
Nasıl ki Christmas öncesi
hazırlığı hediyelerden ibaretse, Christmas gününün bütün olayı da yemek yemek. Bütün gün yemek yiyorsunuz, ciddiyim. Benim gibi çılgınlar gibi yemek yemeyen bir tip bile durmadan yediyse, bu işte bir hayır vardır deyip en önemli alt başlığa geçiyorum.

Christmas Menüsü
Bu da Christmas’ın en önemli detaylarından birisi. Her evde aşağı yukarı aynı menü hazırlanıyor ve bu menü de tüm geleneğin değişmeyen parçalarından birisi. Menümüzde neler var hemen sıralayalım. Açılış füme somonla yapılıyor. Daha sonra hindi, Brüksel lahanası, patates, kızılcık sosu, fındık ve cevizli harç, pigs in blanket ve bol miktarda gravy sos ile devam ediliyor. Bitti sanmayın, bunların hemen ardırdansa Christmas Cake ve Christmas Puding geliyor. İkisi de meyveyle yapılıyor, Christmas puding’e ekstra olarak brandy sos ekleniyor.





Christmas Cracker’ları
Christmas crackers minik hediye paketleri. İki ayrı kişi paketi iki tarafından tutup çekiyor ve “pop” sesi eşliğinde minik bir hediye (bana anahtarlık çıktı), bir bilmece kağıdı ve kafanıza takmanız gereken bir taç çıkıyor. Sofradaki herkesin bir cracker’ı mutlaka oluyor. Bu taç takma mevzusu da sanmayın ki sadece gençler ya da afacan yetişkinler tarafından uygulanıyor. Bir restoranda erken bir Christmas yemeği yiyen yaş ortalaması 80 civarında bir gruba denk geldik. Onların da kafasında aynı crackers taçlarından vardı. Azıcık sorup soruşturduktan sonra öğrendim ki Christmas yemeği yerken crackers taçlarından takmak adetten.

Christmas Çorabı
Bu beni en mutlu eden Christmas detayıydı. Uyumadan önce boş duran duvara asılı Christmas çoraplarımız ertesi sabah Guy’ın annesi tarafından ağzına kadar hediyelerle doldurulmuş bizi bekliyordu. Benim çorabımdan alabildiğine çikolata, kitap ayracı, kırmızı çoraplar, kalpli post-it’ler çıkarken Christmas sabahını tüm yemeklerden önce tıka basa çikolatayla dolu bir mideyle açmış oldum.

PANTOMIME
Pantomime’ın Zargan açıklaması, “Noel zamanı oynanan peri masalına dayalı müzikli tiyatro oyunu”. Daha detaylı bilgi isteyenleri buraya alalım. Ama kısaca genelde masallardan uyarlama gösterilerden bahsediyoruz. Mesela biz Pamuk Prenses’i izlemeye gittik. İngiliz tiyatrosunun en köken halini burada görmek mümkün, çünkü seyircilerin de oyuna müdahelesi söz konusu. “Cadı arkanda” ya da “Yalan söylüyor” gibi çığlıklarla seyirciler de oyuna katılıyorlar. Genelde çocuklar için tasarlanıyor olsa da örneğin bizim gittiğimizde yetişkinler için de pek çok espri hazırlanmıştı. Zaten oyunculardan ikisi İngiliz televizyonlarınca ünlü iki kişi olduğundan (şu anda adlarını hatırlamıyorum ama birisi EastEnders dizisinde oynuyordu, birisi de eski Xfactor yarışmacılarındandı) hedef kitlesi çocuklar kadar yetişkinlerdi de.




Bir sonraki yazımda Canterbury, Bath, Dorset ve Fleet notlarıyla karşınızda olacağım.

1 yorum:

  • Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
    30.1.11
    lalbilgin says:

    Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.

 

BOLAHENK SOKAK Copyright © 2011 | Template design by O Pregador | Powered by Blogger Templates